7 Aralık 2014 Pazar

ergonomiksel kaymalarımın derin zeminindeki golf turnuvalarım tam hızıyla devam ederken ben yine seyir esnasında camı açan kozmonottan farksız,erişteleri gökyüzüne iliştiriyordum.feodal olarak nasıl güneşter isem sazlıksal olarak da bir o kadar antidinamik ve çakırfeyz olmaktan kendimi alıkoyamıyor,güneşe sırtımı verip onu kaslarımda görmeyi kesinlikle denizde ,havada ve karada gerigönderimle besliyordum.halbuki zatallerimde demirlemiş suyu, tahliye etmede olan vezirkeyf halim beni sulak buluyordu.sana birşey diyim mi diye başlıyan sensenibillerden bıkmadan usanmadan seferilik ebekliyordum.gözsel temazda suskun bileklerin karasal iklimde fazsal derinliklerde yürüdüğünü gayetbittabi anladım ama,insanoğlunun ateş çabalanmalarının dejavusu ruhumda bir an bile sayılamıyordu.sudan dikeldiğim tam da şu an,bir büyücüden farksız kendimin kristal küresine bakarken buldum kendimi bu buzgibi soğuk kağıtta.
ama sandınmıki soğurmadan uyanacaktım kana kana içerken meyvelerinin suyunu,yanarak doyacaktım gürültüne bitmeztükenmezezginde?o anda tekrar serinledi içimiz bize verilmiş ortastik başlangıçta nesillerdir çırpınan ruhların bileşkesi olarak..taşarak...yada sanarak..


seni sende bulduğum o günü hatırlıyorum ezeli dostum.sen tanımadığım değil yenilmediğimdin belki ama ben sana vu rul dum.hayır bunu senin bildiğin gibi oynamıcaz,çünkü gerçekten çok sıkılabilirim.neden bunu isteyesin ki?yoksa bilinmez şehrin de buralarda mı?ah ayağına kum olduğum dönüp de yanına konduğum..aslına sorduğum...güzü sonduğum.....işte sen bu yüzden beni bulduğun sera etkisinde sinek avladığım dükkanıma geceyarısı gelen kafası yarıklardandın şüphesizki.gördüm.....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder